Tekstil sektörü Türkiye’nin 1980 sonrası yöneldiği ucuz işgücüne dayalı uluslararası piyasaya üretim anlayışının simge sektörlerinden biriydi. Ancak son dönemde Uzak Asya ve Afrika’da bazı ülkelerin ucuz işgücüne dayalı üretim yapan firmaları ile girişilen rekabette avantajını kaybeden tekstil sektöründe konkordato furyası baş göstermiş bulunuyor.
Uluslararası tekstil piyasası içinde adeta cendereye alınmış durumdaki tekstil işletmeleri ile ilgili bazı önlemlerin alınması gerekiyor. Ancak var olan koşullarda iflas riski ile karşı karşıya kalan tekstil firmalarına devlet tarafından karşılıksız destek paketleri açıklanmasını beklemek gerçekçi görünmüyor.
Kısmi kamulaştırma
Öncelikle tekstil sektörünün bugün içine düştüğü durum ucuz işgücü üzerinden uluslararası rekabete dayalı ekonomi politikasının sonuna gelinmiş olduğuna işaret etmektedir. Bu politikanın ülkemizde ekonomik gelişme ve kalıcı refah sağlayamamış olması yanlış bir tercih olduğunu göstermektedir. Bugün gelinen noktada kalıcı çözüm bulunabilmesi için ucuz işgücüne üzerinden ihracat avantajını hedefleyen ekonomi politikasından vazgeçilmesi gerektiği görülmektedir. Halihazırda mali sorunları nedeniyle konkordato ilan etme durumunda olan tekstil firmalarının durumunun düzeltilmesi için ise kısmi kamulaştırma uygulaması gündeme alınabilir.
Konkordato ilan etme aşaması gelen tekstil firmalarının kısmi kamulaştırılması, bazı koşullara bağlı olarak bu firmaların hisselerin kısmi olarak kamuya devredilmesi ile sağlanabilir. Bu kuruluşlar geçmişteki Sümerbank’a benzer şekilde kamunun ihtiyacı olan tekstil ürünlerinin üretmesini sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılabilir. Bunun için kısmi kamulaştırma uygulanan tekstil firmalarının tedarik, üretim ve pazarlama faaliyetlerinin kamu adına denetim altına alınması gerekecektir. Bu işletmelerde işçilerin sendika hakkının tanınması, çalışma koşullarının düzenlenmesi, işçilerin yönetime katılmasının sağlanması gerekecektir.
Mali açıdan zor duruma düşen tekstil işletmelerinin değil, tekstil sektörünün bütününün cendereden kurtarılması gerekiyor
Konkordato riski altındaki tekstil işletmelerinin sayısını artması başta tekstil sektöründe çalışan işçiler olmak üzere işletmelerin bulunduğu yerleşim yerdeki halkı olumsuz etkilemektedir. Ucuz işgücüne dayalı sanayileşme politikasının savunucularının var olan tekstil sektörünün krizine çözüm üretmesi olanaklı görünmüyor. Tekstil sektörünün yaşadığı krizin nedenlerinin 1980 sonrası dönemde girilen neo-liberal sanayileşme politikası olduğunu göz ardı ederek herhangi bir çözüm geliştirebilmek olanaklı değil. Başta tekstil sektöründe örgütlü sendikalar olmak üzere tekstil sektörünün yoğunlaştığı illerdeki ticaret ve sanayi odaları ile bu bölgelerdeki halkın örgütlü olduğu yapıların üzerinde durması gereken konu, mali açıdan zor duruma düşen tekstil işletmelerinin değil, tekstil sektörünün bütününün cendereden kurtarılmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder