11 Şubat 2023 Cumartesi

Deprem güvenliksiz yapı denetim sistemi

Ülkemizde yaşanan büyük depremlerin sonrasında yıkılan binaları inşa eden müteahhitlerin bazıları adeta günah keçisi ilan ediliyor. Ancak kitlesel kırımla sonuçların depremlerin vebali sadece binaları yapan müteahhitlerin boynuna olamaz. 


Depreme bağlı büyük yıkımların arkasında konut üretim sisteminin yapısal sorunları yer alıyor


Ülkemizde depreme dayalı bina yapılamıyor olmasının altında yatan başlıca nedeni kamu sektörünün konut inşa hizmetlerinden dışında olması oluşturuyor. Kamu kuruluşlarının konut üreten herhangi bir birimi bulunmuyor. Var olan durumda TOKİ faliyetleri dahil olmak üzere kamu kurumları konut üretilmesi hizmetini kendileri sunmak yerine bu hizmeti sözleşme ile satın alma yoluna gidiyorlar. Depreme dayanıklı konut üretimi gibi uzmanlık ve deneyim sahibi farklı mesleklerde kalifiye personelin bir arada çalışmasını gerektiren bir işi tekil inşaat firmalarının layıkıyla gerektirmesi ise çoğu kez olanaklı olmuyor. Depreme dayanıklı konut üretimi bunun için gerekli ek maliyetlerin karşılanmasını gerektiriyor. Ek maliyet gerektiren deprem dayanıklı konut üretimi işinin ihaleler yoluyla en düşük fiyatı veren özel inşaat firmalarına yaptırılabilmesi mantıklı değil. Konut üretiminin özel sektörde faaliyet gösteren inşaat firmalarına yaptırılıyor olması binaların depreme dayanıklılığının istenen düzeyde olmamasının önemli bir ndeni. Ancak sorun sadece inşaatların özel sektör kurulışları tarafından yapılmasından kaynaklanmıyor. Ülkemizde güncel uygulamada yapı denetim hizmetleri de özelleştirilmiş durumda.  

Depreme bağlı büyük yıkımların tekrar yaşanmaması için devlet kuruluşlarının konut üretimi ve yapı denetimi faaliyetlerinin dışında tutulması gerektiğini söyleyen neoliberal paradigmanın mahkum edilmesi gerekir


Ülkemizde konut üreten şirketlerin özel sektör kuruluşları olmasının yanı sıra yapı denetiminden sorumlu yapı denetim kuruluşlarının da özel sektörde faaliyet gösteren kuruluşlar olduğu görülüyor. Özel sektörü denetleyen özel sektör modeli ülkemizde yapı denetim faaliyetlerinin genel olarak şeklen sunulan bir hizmete dönüşmesine yol açmış bulunmaktadır. Kendisi özel sektör kuruluşu olan yapı denetim şirketlerinin konutları üreten özel inşaat firmalarını ek maliyetlere katlanacak şekilde depreme dayanıklı konut üretmeye zorlaması beklenemez. Kahramanmaraş depreminin yüzyılın en büyük afeti olmasının asıl nedenini binaları depreme dayanıksız inşa eden müteahhitler ya da deprem sonrası çalışmaları koordine edemeyen kamu kurumları oluşturmuyor. Depreme bağlı büyük yıkımların tekrar yaşanmaması için devlet kuruluşlarının konut üretimi ve yapı denetimi faaliyetlerinin dışında tutulması gerektiğini söyleyen neoliberal paradigmanın mahkum edilmesi gerekir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder