23 Eylül 2022 Cuma

Başkanlık sistemi mi, parlamenter sitem mi: Parti genel başkanların tutumları ve açıklamaları ne kadar belirleyici?

Başkanlık sistemi yerine parlamenter sistemi getirme temelinde bir araya gelen Millet İttifakı'ndan bir genel başkan; ittifaka üye partilerdeki milletvekilleri şahsi düşüncelerini açıklayabilir, bizim için genel başkanların açıklamaları önemli diyor. Bu yaklaşım parlamenter demokrasi anlayışının ruhuna pek uygun değil. 



Buna göre ittifakın üyesi partilerin temsilcileri ile genel başkanları arasında görüş ayrılıkları olabilir. İttifak yapısı içinde yürütülen tartışmalarda bu görüş farklılıklarını ele almaya gerek kalmadan genel başkanların görüşleri üzerinden tutum oluşturulması ise pekala mümkün görünüyor. Peki bu durumda genel başkanların tutumları nasıl şekillenecek? Bizim için önemli olan genel başkanların yaptığı açıklamalardır şeklindeki yaklaşımın, tek adam rejiminin demokrasi yaklaşımından farklı olduğu söylenebilir mi?

"Parti yetkililerinin açıklamalarına önem vermiyoruz, bizim için genel başkanları açıklamaları önemli" şeklindeki yaklaşım
parlamenter demokrasi anlayışının ruhuna uygun değil.


Tarihsel olarak parlamenter demokrasi ilk olarak Fransa'da Büyük Fransız Devrimi ile birlikte ortaya çıkmıştı. İngiltere'de burjuva devrimi sırasında burjuvazinin cumhuriyetin kurulması gibi bir amacı yoktu. İngiltere'de burjuvazi bir parlamentonun varlığında kralın yetkilerinin kısıtlandığı meşruti monarşi ile yetinmişti. Ancak Fransa'da burjuvazi iktidara gelme sürecinde eski rejim ile uzlaşamadı ve devrimci bir tutum alarak alt sınıfların desteği ile Fransız Devrimi'ni gerçekleştirdi. Küçük burjuvazi ve işçi sınıfının desteği ile kurulan yeni yönetim modeli parlamenter cumhuriyet olmuştu. 





Benzer şekilde Türkiye'de de Meşrutiyet'in ilanı tekelci kapitalizm döneminde finans kapitalin egemenliğini sağlamlaştırması anlamına gelirken, Kurtuluş Savaşı'nın yönetim organının Türkiye Büyük Millet Meclis'i olması, Kurtuluş Savaşı'nı veren farklı sınıfların ittifakının siyasal görünümüydü. Bu yönüyle 2010 yılında gerçekleşen referandum ile başkanlık sistemine geçilmesi Türkiye'de finans kapitalin kendi sınıfsal tercihlerine uygun yönetim sistemine geçilmesi, bir başka deyişle Abdülhamid dönemindeki Meşrutiyet rejiminin benzerine geri dönülmesi anlamına geliyordu.

Millet İttifakı'nın kuruluş temelinin başkanlık sisteminin yerine parlamenter sisteme dönülmesi olduğu göz önüne alınacak olursa genel başkanların açıklamalarına dayalı tutum belirleme yaklaşımının  parlamenter sistemin ruhuna uygun olup, olmadığını sorgulamak gerekiyor. CHP İstanbul milletvekili Gürsel Tekin, Fatih Altaylı'nın Teke Tek programında 20 Eylül 2022 tarihinde yaptığı konuşmanın bir yerinde "Millet İttifakı'nın genel başkanları bu konuları konuşuyordur herhalde" şeklinde bir söz söylemişti. Anlaşıldığı kadarıyla millet ittifakının genel başkan dışındaki yetkilileriyle, genel başkanları arasında politik görüş oluşturma ve siyasi tutum belirleme aşamasında sıkı bir iletişim bulunmuyor. Hasıl-ı kelam şu ana kadar benimsenen yöntemin ilan edilen amaca uygun olduğu konusunda ciddi şüpheler oluşmuş bulunuyor.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder