Hikmet Kıvılcımlı'ya göre içinde bulunduğumuz dönemde politik iktidarın finans kapital ve işçi sınıfından oluşan iki sosyal özgüçten birine dayanması kaçınılmazdı.
Kıvılcımlı politik davranış ve düşüncede belirli bir sosyal sınıf açısından (finans kapital ya da işçi sınıfı) yola çıkmamanın, yolu şaşırmak ve şaşkına dönmenin en kestirme yolu olduğunu belirtiyordu. (1) Kıvılcımlı'nın bu değerlendirmesi ülkemizde son dönemdeki ekonomik ve politik gelişmelerin yol açtığı şaşkınlığın en uygun açıklaması olarak karşımıza çıkıyor.
Finans kapital ve işçi sınıfı
Mehmet Şimşek tarafından ülkemizde halihazırda uygulanan ekonomi politikasının uluslararası finans kapitale dünyada benzerine az rastlanan getiri (yüksek faiz) olanaklarını sağladığı bilinmektedir. Bu rasyonel ekonomi politikasına piyasa güveninin sağlanabilmesi ve borç faizlerinin geri ödemelerinin güvence altına alınabilmesi için ekonomi kurmayları tarafından çalışanların ortalama ücretlerinde reel kaybın ortaya çıkması hedefleniyor. Özel ev İmamoğlu ikilisinin gündeme getirdiği erken seçim söylemi uygulanan rasyonel ekonomi politasını riske edilmesine yol açacak özellikler barındırıyor.
Uygulanagelen ekonomi politikasının uluslararası finans kapitalin temsilcileri tarafından başarılı sayılabilmesi için, sefalet içinde yaşamaya mahkum edilen emeklilerin, düşük zam oranlarına karşı çıkan Başpınar Organize Sanayi işçilerinin ya da gerçekleşen enflasyonun altında zam dayatılan Tüpraş işçilerinin söylemlerinin politik mecrada ilerlemesinin önünün alınması gerekir. Bu yönüyle rasyonel ekonomi politikasının istikrarlı şekilde uygulanmasını söylemleriyle riske eden muhalefet odaklarının etkisizleştirilmeye çalışılması şaşırtıcı değil. Heybeden çıkmış bulunan ya da çıkması olası turpların arkasında yatan nedeni uluslarası finans kapitalin Türkiye'deki varlıklarının ve gelecekteki kazançlarının güvence altına alınması kaygısı oluşturuyor.
Kitlelerin yaratıcı eylemliliği
Uluslarası finans kapitalin ülkemizdeki varlıklarını ve gelecekteki kazançlarını güvence altına almayı amaçlayan politikalara, bu politikaları destekleyen sermaye gruplarının ürünlerinin boykot edilmesi yoluyla karşı çıkılabilmesi olanaklı değil. Kıvılcımlı'nın belirttiği şekliyle modern dönemde politikanın finans kapital ve işçi sınıfından oluşan iki sosyal özgüçten birine dayanması gerekiyor. Finans kapitalin ülkemizdeki çıkarını temsil eden politikanın kapsamı ve uygulanma şekli biliniyor. Onun alternatifi durumundaki işçi sınıfının iktidarın sınıf bileşimini değiştirmeyi hedefleyen bir politik programa sahip olup, olmadığı ise bilinmiyor. Dolayısıyla pek çok kişinin önünde heybeden yeni çıkacak turpları merak etmekten başka seçenek şimdilik yok. Ancak şu var ki, birkaç hafta öncesine kadar İmamoğlu'nun tutuklanmasının böylesiğ büyük toplumsal hareketliliğe yol açabileceği tahmin edilemezdi. Önümüzdeki dönemde kitlelerin yaratıcı eylemliliğinin politik seçeneksizlik durumuna merhem olmasının önünde herhangi bir engel bulunmuyor.
Kaynak:
1. Hikmet Kıvılcımlı. 27 Mayıs'ın sentetik açıdan incelenmesi. 27 Mayıs ve Yön hareketinin sınıfsal eleştirisi. Sosyal İnsan yayınları, 2008, s: 199-268.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder